|
 |
|
MEVZUBAHİS VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR |
|
|
|
|
|
 |
|
ILGIN ŞEHİT HÜSEYİN AKSOY LİSESİ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Şehit arkadaşımın adının verildiği okuldaki törene gittim. Yaşadıklarım hepimizin bir kere daha hem de acilen düşünmesine neden olacak cinstendi.
|
Çanakkele Deniz Zaferi'nin 96. Yıldönümü ve Şehitleri Anma Günü nedeniyle ben de 11 Ekim 1997 yılında Şafak Operasyonu'nda, Irak kuzeyindeki Şerifa boğazında yanımda şehit olan devrem J.Astsubay Hüseyin Aksoy'un, Konya Ilgın ilçesinde bulunan ailesini ziyaret etmek ve adını verdiği Ilgın Şehit Hüseyin Aksoylisesi öğrencilerinin kutlama törenine katılmak için Ilgın'a gittim.
Önce okula uğradım. Saat 14.00 de başlayan törende şiirler okundu. Çanakkale Zaferi'nin öneminden bahseden konuşmalar yapıldı. Tertip komitesi benim de kısa bir konuşma yapmamı istedi.
Hazırlıksızdım, Ne diyeceğimi bilemedim.
Kısaca kendimi tanıttım ve ŞEHİDİNİZİN ŞAHİDİ OLARAK BURADAYIM DEDİM.
Konuşmanın bir bölümünde öğrencilere şunu sordum.
''19 Ocak 2007 tarihinde İstanbul ilinde bir Ermeni gazeteci öldürüldü adını bilen var mı?'' dedim.
Öğretmen öğrenci hepsi bir ağızdan güçlü bir sesle ''HRANT DİNK'' diye bağırdılar.
"Çok güzel dedim, toplumsal hafıza iyi çalışıyor"
''Peki dedim o tarihten bu güne kadar Türk Milleti 272 vatan evladını Şehit verdi. (Dağlıca, Aktütün, Tokat, Şemdinli.....v.s) Birisinin adını hatırlayan var mı, sadece bir isim söyeleyin" dedim. O kadar kalabalıktan çıt çıkmadı çıt...
Başka bir şey diyemedim.
Mahcup oldular, üzüldüm.
Oysa Hırant Dink'in katilleri yakalanmış, adelete hesap vermiş ve cezalarını çekiyorladı.
Benim Memhetçiğimin katili yok.
Bir tanesinin bile adı belli değil. Faili meçhul. Yıllardır böyle bu işler....
Hüseyinimi, Erolumu katledenlerin de adı meçhul.
Pkk diyoruz işin içinden çıkıyoruz.
Tetiği çekenlerden ve çektirenlerden hesap sorulmasını bekliyoruz, hala bekliyoruz, bekleyeceğiz.
Tüm okulu saygıyla selamlayarak konuşmamı bitirdim.
Daha önce okul müdürüyle Ilgın Belediyesi'nin tertip ettiği anma törenine katılmak için karar almıştık.
Okuldan ayrılırken adını bilmediğim bir öğretmen gözümün içine bakarak yolumu kesti.
Konuşmamdan ötürü tebrik ettti.
Zaman yoktu diğer törene yetişmem lazımdı.
Bu öğretmenle tanışamadım.
Ben de öğretmene teşekkür ettim, el sıkışarak yanından uzaklaştım.
Öğrencilerin yanından geçerken elimi kalbime götürerek onları selamladım.
Beni görenler aynı şekilde beni selamladılar.
Hepsine gülümsedim ve gözümle selam vererek yanlarından geçtim.
Onlar da bana gözleriyle selam verdiler.
Yüreklerimiz aynı coşkuyla atıyordu hissediyordum.
Daha fazla kalmak isterdim ama diğer törene katılmak gerekiyordu.
Üzülerek ayrıldım.
Müdür beyle beraber Ilgın Kültür Merkezi'ndeki törene katıldım.
Törenden sonra İlçe Jandarma Komutanlığı'na gittim.
Buradan şehidimizin ailesinin adresini ve telefonunu aldım. Hayattalar ise ziyaret edecektim.
Önce telefon açtım. Telefon çalıyor ama açmıyorlardı. Her ihtimale karşı kısa bir aramadan sonra evlerini buldum. Kapıyı çaldım açan olmadı. Galiba evde yoklardı. Törende de görememiştim.
Komşularından sağ olduklarını öğrendim, sevindim.
Kartvizitimi kapıya sıkıştırdım ve ayrıldım. Tam Ilgın'dan ayrılmak üzereyken. Bir arkadaşıma uğradım. Burada sohbet ederken birisi geldi. Ilgın Maliyesinde Saymanlık Müdürü'ymüş. İsmi Osman, soyismini sormadım.
Kısa bir sohbetten sonra geliş amacımı öğrendiğinde sabah şahit olduğu bir olayı anlattı.
Bir şehit babasın ilgisizlikten şikayetçi olduğunu, evlerine eskiden askeriyeden ve kaymakamlıktan gelenlerin olduğunu, son yıllarda kimsenin gelip gitmediğin anlattığınıi, bunun üzerine şehit babasını Ilgın Kaymakamı'nın yanına götürerek tanıştırdığını ve durumu kaymakam beye ilettiğini, kaymakam beyin bundan sonra ilgileneceğini söylediğini anlattı.
Şehit babasını ismini sordum, "Kemal Amca" dedi.
"Kemal Aksoy mu?" dedim.
"Evet" dedi. Şok oldum.
Beynimden vurulmuşa döndüm.
"Neredeler şimdi , ben evlerine onları görmeye gittim kimse yoktu" dedim.
Osman Bey Kemal Amca'nın diğer oğlu Mustafa'yı aradı. Aynı iş yerinde çalışıyorlarmış. Telefonla görüştükten sonra, "Şimdi evdelermiş'' dedi.
Hızlıca vedalaşarak hemen oradan ayrıldım.
En son 14 yıl önce hastaneden çıkınca uğramıştım yanlarına. O zaman acıları tazeydi. Aradan uzun yıllar geçti.
Kapıyı çaldım Kemal amca açtı. Sarıldık, kucaklaştık. Tanıdılar beni. Sohbet ettik, eski günleri anlattım. Son operasyon resimlerini gösterdim. Okuldan komşularının çocukları gelmiş. Haber vermiş okula geldiğimi. Ağlamış çocuk. "Hüseyin amcamın gazi arkadaşı okula geldi" demiş. Çocuk üzüntüden hastalanmış. Hüseyin'in annesi, "Kim ki, acaba Süleyman mı geldi'' demiş, üzülmüş beni göremediği için.'
"Keşke törene katılmayıp biz de okula gelseydik'' dedi anam gözleri nemli nemli.
"Ben geldim Anam dedim, üzülme"
Rahmetlinin yeğenleri geldi.
Mustafa'nın çocukları. Birisinin adı Hüseyin, nasıl da Hüseyin'e benziyordu. Gözleri çakmak çakmak, mavi mavi. Tıpkı amcası. Kucakladım sarıldım saçlarını okşadım. Çocuğun gözlerinin içi gülüyordu. Kaderi benzemesin, Hüseyin geri gelmişti.
Kemal Amca dertliydi.
"Oğlum"dedi, "Hüseyinim sağ iken kapımızı çalanlar çalmaz oldu. Giden gittiğiyle kalıyor" dedi.
Başka bir şey demedi, diyemedi.
Tek istediği azıcık ilgiydi.
"Olacak dedim amca inşallah o da olacak"
"Bak dedim halen Konya İl Jandarma Komutanı olan komutanımız bizden önce o birlikte görev yapmış aynı birlikteniz ne de olsa duyarsa gelir dedim"
"Kendi gelemezse de adamını gönderir" dedim.
O zaman Diyarbakır'da olan birliğimiz, 1998 yılında Hakkari-Yüksekova'ya taşınmıştı.
Kemal amca gitmiş Diyarbakır'a sonra."Bulamadım" diyor oğlunun birliğini.
Dedim, "Amca birlik taşındı. Şimdi Yüksekova'da. Adı Efeler. Herkes bilir. Dost düşman herkes bilir adını"
Sözleştik, sonra buluşmak için.
Hep geleceğimi söyledim telefonlarını aldım bayramlarda aramak için ve ayrıldım. Yüreğim orada kaldı. Söz her bayram arayacağım. Yılda bir kez uğrayıp ellerini öpeceğim. Sonra Erol aklıma geldi. Zonguldaklıydı. Çaycuma'dan. Bir gün ömrüm yeterse oraya da gideceğim. Unutmamak ve unutturmamak için. Söz Erol kardeşime senin de yanına geleceğim.
Eğer sağ ise ananın, babanın ellerini öpeceğim.
Sonra Alemdar Albayrak, kısmet olursa.
Gideceğim Kırklareli, bekle beni, bir gün sana da geleceğim.
Söz şehitlerime şahidiniz olarak geleceğim.
Unutturmamak için geleceğim.
Süleyman EGE
18 MART 2011
'' ŞEHİTLER VURULUNCA DEĞİL, UNUTULUNCA ÖLÜR ''
'' UNUTMA, UNUTTURMA''
' ŞEHİT HÜSEYİN AKSOY'UN ADINI YAŞATANLARA SELAM OLSUN ' |
|
|
|
|
|
|
 |
|
YERYÜZÜNDE YER BEĞEN, NEREYE DİKİLMEK İSTERSEN ORAYA DİKEYİM |
|
|
|
|
|
 |
|
BUYUR BURDAN YAK |
|
|
|
47134 ziyaretçi |